
Bozma sebepleri
HMK Madde 371
(1) Yargıtay, aşağıda belirtilen sebeplerden dolayı gerekçe göstererek temyiz olunan kararı kısmen veya tamamen bozar:
a) Hukukun veya taraflar arasındaki sözleşmenin yanlış uygulanmış olması.
b) Dava şartlarına aykırılık bulunması.
c) Taraflardan birinin davasını ispat için dayandığı delillerin kanuni bir sebep olmaksızın kabul edilmemesi.
ç) Karara etki eden yargılama hatası veya eksiklikleri bulunması.
6100 sayılı Kanunda Yer Alan Madde Gerekçesi
Maddede, Yargıtayın hangi sebeplerden dolayı temyiz olunan kararı bozacağı düzenlenmekte ve bozma kararının gerekçeli olacağı belirtilmektedir. Temyiz incelemesini, istinaf incelemesinden ayıran temel özellik, temyiz incelemesinin usûl hukuku veya maddî hukuk yönünden incelemeyi gerektirmesi, maddî vakıaların denetimi ile delil değerlendirmesine girmemesidir. Maddede bu hukukî denetimin hangi sebeplerle yapılacağı açıklığa kavuşturulmuştur. Bugüne kadar istinaf yolunun olmamasından dolayı zaman zaman Yargıtay maddî vakıalara ve delil değerlendirmesine de girmek zorunda kalabilmekteydi, istinafla birlikte artık bu ihtiyaç ortadan kalkmış ve Yargıtay tamamen bir hukukî denetim ve içtihat mercii olmuştur.
Yargıtay, hukukun veya taraflar arasındaki sözleşmenin yanlış uygulanması, dava şartlarına aykırılık bulunması, taraflardan birinin davasını ispat için dayandığı delillerin yasal bir sebep olmadan kabul edilmemesi, karara etki eden yargılama hatası veya eksiklikleri bulunması durumunda temyiz olunan kararı kısmen veya tamamen bozabilir.
Ayrıca maddede, temyiz incelemesi sonunda Yargıtayca bozma sebeplerinin tespit edilmesi hâlinde, hükmün kısmen veya tamamen bozulabileceği ifade edilmektedir. Bozma sebebi nispî nitelikte ise tespit edilen bozma sebebinin hükmü etkilemesi gerekir. Nitekim karara etki eden yargılama hatası veya eksikliklerin mevcut olması hâlinde, bunların bozma sebebi sayılabilmesi için, ayrıca hükmün sonucunu etkilemiş olmaları gerekmektedir. Buna karşılık, dava şartlarının bulunmaması veya taraflardan birinin iddiasını ispat için dayandığı delillerin yasal bir neden olmaksızın kabul edilmemesi hâlinde, bu bozma sebepleri mutlak bozma sebebi olup, ayrıca hükmün sonucunu etkileyip etkilemediğinin araştırılması gerekli değildir. Hukukun veya taraflar arasındaki sözleşmenin yanlış uygulanmış olması ise hükmün sonucunu etkileyecektir.
HMK Madde 371 Bozma sebepleri
Yargıtay İçtihatları
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2022/7192E. , 2023/83K.
- HMK Madde 371
- Bozma sebepleri
MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki itirazın kaldırılması davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı borçlu vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine ve %20 oranında icra inkar tazminatına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi … tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı alacaklı vekili dava dilekçesinde; borçlu tarafından faize yönelik itirazların yersiz olduğu, borçluların murisi ile alacaklı arasında imzalanan sözleşmenin 3. maddesinde takip konusu borcun 23.05.2016 tarihinden itibaren 2 yıl içerisinde ödeneceği kararlaştırıldığı, 23.05.2018 tarihi itibari ile temerrüde düşüldüğü, takip dayanağı ipotek belgesinin İİK’nın 68. maddesi kapsamında belge sayıldığı ileri sürülerek itirazın kaldırılması ve alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere inkar tazminatına hükmedilmesi talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı borçlu vekili cevap dilekçesinde; ipotek resmi senedinde faiz yükümlülüğüne ilişkin herhangi bir beyanın olmadığı, alacaklının itirazın kaldırılmasını talep edemeyeceği ileri sürülerek davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile asıl alacak yönünden takibin devamına, asıl alacak miktarı olan 400.000,00 TL’nin %20 oranında hesaplanacak tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, faiz yönünden itirazın kaldırılmasının reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı borçlu vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Hukuken ipotek belgesine faizsiz ipotek tesis edildiği için 23.05.2016 tarihinden itibaren faiz işletilmesinin mümkün olmadığını, müvekkilinin faiz yönünden takibe itiraz edildiğinin bildirildiğini, müvekkilinin itiraz dilekçesinde takibe asıl alacak yönünden değil işletilen faiz yönünden itiraz ettiğini, bu yüzden müvekkilinin aleyhine 400.000,00 TL olan asıl alacak miktarının %20 oranında hesaplanacak tazminata hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, alacaklının itirazın kaldırılmasını talep ettiği evrakın bunu sağlar nitelikte olmadığını, belgeye bakılacak olursa belgenin tarafı aleyhinde işlem yapılabileceğini, bu nedenle mahkeme kararının kaldırılmasını, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile özetle; takip dayanağı ipotek sözleşmesinde vadenin bulunmadığı, alacaklı tarafından borçlunun takip tarihinden daha evvel temerrüde düşürüldüğünün İİK’nın 68. maddesinde yazılı nitelikte belge ile ispatı zorunlu olduğu, davacı alacaklı dava dilekçesinde ekli davalı borçlunun murisi ile yapılan sözleşmeyi ibraz ettiği, davacı alacaklının dayandığı sözleşmede bedelin 2 yıl içerisinde ödenmesine müteakip ipoteğin fek edileceğinin kararlaştırıldığı, faizin talep edileceğine ilişkin bir ibare de bulunmadığı, sözleşmenin takip borçlularına gönderilmediği, takip borçlularına takipten önce muacceliyet ihtarnamesinin gönderilmediği, davalı borçlu tarafından da bu belgenin kabul edilmediği dolayısıyla İİK’nın 68. maddesinde yazılı belge niteliğinde olmadığından takip tarihinden öncesine ilişkin işlemiş faizi talep edilemeyeceği, alacaklının borçlu tarafı temerrüde düşürmeden takip dayanağı ipotek sözleşmesinde bulunmayan faizi talep etmek suretiyle kötü niyetli olarak işlemiş faiz talep ettiği, borçlunun sadece işlemiş faize itiraz ettiği, icra mahkemesinde yargılama sırasında itirazın kaldırılması davasının reddi ile lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ettiği dikkate alındığında İİK’nın 68-son maddesi uyarınca, işlemiş faiz miktarı üzerinden alacaklı aleyhine %20 oranında icra inkar tazminatı verilmesi gerektiği belirtilerek davalı borçlu vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, itirazın kaldırılması talebinin reddine, işlemiş faiz üzerinden %20 oranında icra inkar tazminatının davacıdan alınarak davalıya verilmesine, asıl alacağa yönelik itirazın kaldırılması talebinin borçlunun asıl alacağa yönelik itirazının bulunmadığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı alacaklı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Faiz üzerinden inkar tazminatına hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğu, isticvap deliline başvuru hakkının reddedildiğini, borçlunun faize yönelik itirazının yersiz olduğunu, sözleşmede borcun 2 yıl içerisinde ödeneceğinin kararlaştırıldığını ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, İİK’nın 68. maddesi kapsamında itirazın kesin kaldırılması istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
İİK’nın 68/son fıkrasının ilk cümlesine göre; “İtirazın kaldırılması talebinin esasa ilişkin nedenlerle kabulü halinde borçlu, talebin aynı nedenlerle reddi halinde ise alacaklı, diğer tarafın talebi üzerine %20’den az olmamak üzere tazminata mahkum edilir.” hükmüne yer verilmiştir.
3. Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı alacaklı vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Somut olayda, borçlu hakkında ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamsız takip başlatıldığı, ipotek resmi senedi incelendiğinde ipoteğin faizsiz ve fekki bildirilinceye kadar geçerli olmak üzere kurulduğu, alacaklının sunduğu tarihsiz sözleşmedeki imzanın ise borçlu tarafından kabul edilmediği, Bölge Adliye Mahkemesinin de kabulünde olduğu gibi dayanak sözleşmenin İİK’nın 68/1. maddesinde belirtilen belgelerden olmaması sebebiyle itirazın kaldırılmasının reddine karar verildiğine göre, borçlu yararına tazminata hükmedilebilmesi için aynı maddenin son bendinde öngörülen “talebin esasa ilişkin nedenlerle reddi” koşulu oluşmayacağından, Bölge Adliye Mahkemesince, borçlunun tazminat isteminin reddine karar verilmesi gerekirken, alacaklı aleyhine tazminata hükmolunması isabetsiz olup, kararın belirtilen nedenle bozulması gerekir ise de, anılan bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından, Bölge Adliye Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı alacaklı vekilinin Bölge Adliye Mahkemesi kararına yönelik temyiz itirazının kısmen kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının (3) numaralı bendinin tamamının hükümden çıkartılmak suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
İstek hâlinde peşin alınan temyiz harcının ilgiliye iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
11.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
HMK Madde 371 Bozma sebepleri
Yargıtay İçtihatları
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2022/13736E. , 2023/922K.
- HMK Madde 371
- Bozma sebepleri
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/2565 E., 2022/2867 K.
DAVALILAR : …, …, Dm Varlık Gayrimenkul Anonim Şirketi
DAVA TARİHİ : 08.02.2022
HÜKÜM/KARAR : İlk Derece Mahkemesi Kararının Kaldırılması
İLK DERECE MAHKEMESİ : … 4. İcra Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2022/70 E., 2022/210 K.
Taraflar arasındaki taşınır ihalesinin feshi şikayetinden dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Kararın şikayetçi borçlu tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, şikayetin kabulü ile ihalenin feshine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı alacaklılar tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi … tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Şikayetçi müflis borçlu vekili şikayet dilekçesinde; sair nedenlerle birlikte şikayete konu ihalenin dayandığı takibin genel haciz yoluyla ilamsız icra takibi niteliğinde olduğunu, takip tarihinden önce haklarında iflas kararı verildiğini ve kararın kesinleştiğini, bu nedenle takibin ve devamında gerçekleştirilen ihalenin usulsüz olduğunu ileri sürerek taşınır ihalesinin feshine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı alacaklılar vekili cevap dilekçesinde; ihaleden sonra asıl takibin yapıldığı İcra Müdürlüğü tarafından yapılan inceleme neticesinde borçlu hakkındaki iflas kararının kesinleşmiş olması nedeniyle takibin ve ihalenin iptaline karar verildiğini, bu nedenle davanın konusuz kalması nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiğini savunarak davanın reddini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; şikayete konu 01 YP 867 plakalı aracın 17.12.2021 tarihinde davalı …’e ihale edilmesinden sonra, 10.02.2022 tarihinde esas İcra Dairesince davaya konu satışın düşürülerek takibin iptaline karar verildiği, bu durumda davaya konu satışın düşürülmesi nedeniyle davanın konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerektiği, diğer yandan şikayete konu ihalenin 17.12.2021 tarihinde, şikayetin ise 08.02.2022 tarihinde yapıldığı, satış ilanının şikayetçiye 11.11.2021 tarihinde tebliğ edildiği, şikayetçinin açıkça satış ilanının usulsüz tebliğ edildiği iddiasında bulunmadığı, şikayetçi tarafından yasal 7 günlük süre içerisinde dava açılmadığı, bu nedenle yapmış olduğu yargılama giderlerinin şikayetçi üzerinde bırakılması ile davalılar lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği gerekçesi ile dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde şikayetçi borçlu istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Şikayetçi borçlu vekili istinaf dilekçesinde; kesinleşen iflas kararı sonrası haklarında ilamsız takip başlatılamayacağını, usulsüz takip sonrası gerçekleştirilen ihalenin de usulsüz olduğunu, huzurdaki şikayetten sonra İcra Müdürlüğünce takibin ve ihalenin usulsüzlüğünün tespiti ile satışın düşmesine karar verilmiş ise de şikayet tarihinde haklı olmaları nedeniyle aleyhe yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek mahkeme kararının kaldırılması ile ihalenin feshine karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; şikayet dilekçesinde müflis borçlu şirket adına talepte bulunulduğu, satış ilanının borçluya tebliğ edilmediği, ihaleden 07.02.2022 tarihli ikinci alacaklılar toplantısı ile haberdar olunduğunun beyan edildiği, daha önce öğrenildiği ispatlanamadığından 08.02.2022 tarihinde yapılan şikayetin süresinde olduğu, satış memurunun kendiliğinden ihaleyi durduramayacağı, ihalede usulsüzlük bulunsa dahi satışın düşürülmesine karar veremeyeceği, bu nedenle mahkemece asıl İcra Müdürlüğünce satışın düşürülmesine karar verildiğinden bahisle davanın konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesinin yerinde olmadığı, borçlu şirketin 24.01.2020 günü saat 11:45 itibari ile iflasına karar verildiği, iflas kararının 01.07.2020 tarihinde kesinleştiği, borçlu hakkında bu tarihten sonra, 13.08.2021 tarihinde, genel haciz yoluyla ilamsız icra takibi başlatıldığı, bunun İİK’nın 193. maddesine aykırı olduğu, bu aykırılığın kamu düzenine ilişkin olması nedeniyle mahkemelerce re’sen gözetilmesi gerektiği, satışın muhammen bedelin üzerinde gerçekleşmesinin de sonuca etkili olmadığı, bu nedenle mahkemece ihalenin feshine karar verilmesi gerekirken davanın konusuz kaldığından bahisle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi ve şikayetin süresinde olmadığının kabulünün isabetsiz olduğu gerekçesi ile şikayetçi borçlunun istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, 01 YP 867 plakalı aracın ihalesinin feshine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı alacaklılar temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı alacaklılar vekili temyiz dilekçesinde; Bölge Adliye Mahkemesince şikayet konusu dışında kalan hususlara dayanılarak değerlendirme yapılmasının hatalı olduğunu, satış ilanının müflisi temsilen iflas masasına tebliğ edildiğini, bu nedenle şikayetin süresinde olmadığını, kaldı ki borçluya vekaleten dava açan vekilin, iflas masasının da yetkilisi olup ihaleden haberdar olduğunu, ihaleden sonra asıl takibin yapıldığı İcra Müdürlüğü tarafından takibin ve ihalenin iptaline karar verildiğini, davanın konusuz kaldığı yönündeki mahkeme kararının yerinde olduğunu ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taşınır ihalesinin feshi istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 134 ve devamı maddeleri ile 193. maddesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile sair yasal mevzuat
3. Değerlendirme
1. Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı alacaklılar tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Alınması gereken 179,90 TL temyiz harcından, evvelce alınan harç varsa mahsubu ile eksik harcın temyiz edenlerden tahsiline,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
16.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.