
Yetki Sözleşmesi
HMK Madde 17
(1) Tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır.
6100 sayılı Kanunda Yer Alan Madde Gerekçesi
Yetki sözleşmesine ilişkin olarak yapılan düzenlemede, tacirler veya kamu tüzel kişileri ile diğer kişiler, yetki sözleşmesi yapmak açısından, birbirinden ayırt edilmiştir. Tacirler veya kamu tüzel kişileri kendi aralarındaki hukukî ilişkilerde her ikisi de hukuken eşit konumda sayılabilirler. Buna karşılık, tacirler veya kamu tüzel kişileri, diğer bir gerçek kişiye göre, daha güçlü konumda bulunmaktadırlar. Daha zayıf konumda olan kimselerin daha güçlü olan tacir veya kamu tüzel kişilerine karşı, korunma ihtiyacı ortaya çıkmıştır. Özellikle iltihakî sözleşmelerle bu durum daha da belirginleşmektedir. Tüketiciler, satıcı veya hizmet sunucu şirketlere karşı, hiçbir pazarlık şansı olmaksızın, sadece kendilerine uzatılan sözleşmeye imza atarak, şirket veya kamu tüzel kişisi tarafından konulan şartları, bu arada, yetki şartını da kabul etmek zorunda kalmaktadırlar. O nedenle, örneğin Alman hukukunda, yetki sözleşmesinin her durumda yapılması kabul edilmemektedir. Yetki sözleşmesi yapılabilen alanlar oldukça sınırlandırılmış bulunmaktadır.
Tacirlerle kamu tüzel kişilerinin kendi aralarında, yapmış oldukları işlemlerde, belirtildiği gibi, daha zayıf konumda olan bir taraf yoktur. Kural olarak her iki tarafı da eşit kabul etmek mümkündür. Bu kimseler, kanunda belirtilen şartlara uygun olmak kaydı ile, aralarında yetki sözleşmesi yapabileceklerdir. Taraflar ayrıca, yapmış oldukları yetki sözleşmesi ile, yetkili kıldıkları bir veya birden fazla mahkemenin yetkisinin, münhasır yetki olup olmadığını da kararlaştırabileceklerdir. Buna göre, tacirlerin ve kamu tüzel kişilerinin, hukukumuzda tartışmalı olan, münhasır yetki sözleşmesini de yapabilecekleri kabul edilmiştir. Taraflar, yetki sözleşmesinde, aksini kararlaştırmadıkça, dava sadece sözleşmeyle belirlenen mahkemede veya mahkemelerde açılabilecektir. Bu durumda, taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça, yapılan yetki sözleşmesi, münhasır yetki sözleşmesi şeklinde olacaktır. Taraflar, yetkili kıldıkları mahkemenin yanında, kanunen yetkili kılınan genel veya özel yetkili mahkemelerin de yetkisinin devam etmesini istiyorlarsa, yani yetki sözleşmesinin münhasır olmayan yetki sözleşmesi şeklinde olmasını istiyorlarsa, bu durumun yetki sözleşmesinde ayrıca belirtilmesi gerekecektir.
Tacirler veya kamu tüzel kişileri dışındaki diğer kişiler, özellikle, tacir olmayan gerçek kişi tüketiciler, tacirler veya kamu tüzel kişilerine karşı hukuken daha zayıf durumdadır. O nedenle, bu kimselerin, daha güçlü olanlara karşı korunmaları gereklidir. Bu amaçla, tacirler veya kamu tüzel kişileri ile bu nitelikte olmayan kimseler arasındaki yetki sözleşmesine, örneğin bir gerçek kişi tüketici ile bir tacirin, yetki sözleşmesi yapmalarına engel olunmak istenmiştir. Buna göre, tacirler veya kamu tüzel kişileri ile bu nitelikte olmayan kimseler yetki sözleşmesi yapamayacaklardır. Ayrıca bu kapsamda belirtmek gerekir ki, tacirler veya kamu tüzel kişileri dışındaki diğer kimselerin, kendi aralarında yetki sözleşmesi yapmaları da kabul edilmemiştir.
HMK Madde 17 Yetki Sözleşmesi
Yargıtay İçtihatları
3. Hukuk Dairesi 2017/8206 E. , 2018/11172 K.
- HMK Madde 17
- Yetki Sözleşmesi
Taraflar arasındaki istirdat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın usulden reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı … Ticaret A.Ş. tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; davalılardan kiraya veren … Ticaret A.Ş tarafından aleyhine … 4. İcra Müdürlüğünün 2015/10656 esas sayılı takip dosyası ile tahliye talepli icra takibi başlatıldığını, icra takibine yasal süre içerisinde itiraz edildiğini, takip konusu bedelin ise icra tehdidi altında davalı …Ticaret A.Ş lehine temlik alan diğer davalı …ye ödendiğini, icra tehdidi altında ödenen bu bedelin istirdadına karar verilmesi gerektiğini belirterek davalılara ödenen bedelin taraflarına iadesine, yine düzenlenen temlikname hükümlerine göre ödenen kira parasının takas mahsup edileceğinden işleyecek dönem kira bedellerinden mahsubuna karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılardan Yapı Kredi Bankası A.Ş.; icra takibinin tarafı olmadığını, kendisine husumet yöneltilemeyeceğini, davacının dava açmakta hukuki yararı bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalılardan … Ticaret A.Ş ise; davacının taşınmazı fiilen kullanmakta olduğunu bu nedenle de kira bedellerini ödeme yükümlülüğü bulunduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece; tacir olan taraflar arasında 08/05/2015 tarihli anlaşma uyarınca yetkili ve görevli mahkeme olarak … Mahkemeleri belirlenmiş olduğundan HMK’nun 17. maddesi uyarınca yetkisizlik kararı verilmiş, hüküm davalılardan … Ticaret A.Ş tarafından temyiz edilmiştir.
1-01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 6.maddesi “Genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir.”, uyuşmazlıkla ilgili “Sözleşmeden doğan davalarda yetki “ başlıklı 10. maddesi “Sözleşmeden doğan davalar, sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde de açılabilir” hükmünü ,“yetki sözleşmesi” başlıklı 17. maddesi “Tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır.” hükmünü, aynı Kanun’un 448.maddesi gereğince kanun hükümlerinin tamamlanmış işlemleri etkilememek kaydıyla derhal uygulanacağı hükmünü ihtiva etmektedir. Somut olayda; davaya konu 01.01.2015 başlangıç tarihli kira sözleşmesinde yetkili mahkemenin … Mahkemeleri ve icra daireleri olarak kararlaştırıldığı, daha sonra 08.05.2015 tarihinde imzalanan ‘Ek Protokol ve Taahhütname’ başlıklı belge ile de, ihtilaf halinde … Mahkemelerinin yetkili olacağının belirlendiği anlaşılmaktadır. Kiraya veren tarafından kiracı aleyhinde …’nde icra takibi başlatılmış ve icra tehdidi altında ilgili icra dairesine ödenen paranın iadesi için dava açılmıştır. Davalılar cevap dilekçelerinde mahkemenin yetkisine itiraz etmemişlerdir. 6100 Sayılı HMK’ nın 17. maddesindeki yetki kuralı kesin yetki olmayıp, münhasır yetki niteliğindedir.
Kesin yetki halleri aynı Kanun’ un 11/1, 12/1. 14/2 ve 15/2 maddelerinde açıkça düzenlenmiştir. Kanunda açıkça “kesin” yetkiden söz edilmeyen hükümlerdeki yetki kurallarının kesin yetki olarak değerlendirilmesi mümkün değildir. Her ne kadar taraflar tacir olduğundan 6100 sayılı HMK’nun 17.maddesi uyarınca anılan yetki şartı geçerli ise de; yetki sözleşmesi ya da sözleşmeye konulan yetki şartı ile belli bir veya birden fazla mahkemenin yetkili kılınması hususu kesin yetki olarak değerlendirilemez. Zira, kesin yetki halleri 6100 sayılı HMK’nun yetki ile ilgili hükümlerinde açıkça belirtilmiştir. Kesin yetki bulunan durumlarda taraflar sözleşme ile başka bir mahkemeyi yetkili kılamazlar. Bu itibarla, yerel mahkemenin bu ilkelere uygun düşmeyen gerekçesinde isabet görülmemiştir. Bu durumda mahkemece HMK’nun 17. maddesindeki yetki kuralının re’sen incelenemeyeceği gözetilerek işin esasına girilip hasıl olan sonuca göre uygun bir karar verilmesi gerekirken yanlış değerlendirme ile yazılı şekilde yetkisizlik kararı verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
2- ) Bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenle davalının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alının temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK’nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 07.11.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.
HMK Madde 17 Yetki Sözleşmesi
Yargıtay İçtihatları
11. Hukuk Dairesi 2019/3298 E. , 2020/2018 K.
- HMK Madde 17
- Yetki Sözleşmesi
Taraflar arasında görülen davada İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 14/03/2018 tarih ve 2014/1470 E. – 2018/104 K. sayılı kararın asıl ve birleşen dava davacıları vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi’nce verilen 23/05/2019 tarih ve 2018/1104 E. – 2019/728 K. sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi asıl ve birleşen dava davacıları vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Asıl ve birleşen dava davacıları vekili, müvekkillerine ait 23.820.000 kg ve 24.870.000 kg “soyulmuş bakır tel hurdası” emtialarının Çin Xingang Limanından 26/09/2014 tarihinde … …-… isimli gemi ile …167 ve …. numaralı konteynerler ile İstanbul Ambarlı Limanına teslim edilmek üzere gönderildiğini, geminin 04/11/2014 tarihinde davalı … Liman İşletmeleri San. ve Tic. A.Ş.’ne ait limana yanaşıp tahliye işlemlerine başlanıldığını, müvekkillerinin toplam 311.616 USD karşılığı konteynerler içindeki emtiaları … San. ve Tic. A.Ş. firmasına devrettiğini, hurdaları devralan firmanın malları teslim almak üzere limana gittiğinde bir konteynere orijinal kilidi yerine davalı … Acentası A.Ş.’ne ait diğer konteynere ise orijinal kilidi yerine davalı … Liman İşletmeleri San. ve Tic. A.Ş.’ne ait kilidin takıldığının gördüğünü, liman yetkililerine bilgi sorulduğunda ilgililerin “konterynerlerin indirilmesi sırasında kilidinin olmadığının fark edildiğini, konterynerlerin açıldığında birer palet parke taşının olduğunun ve bakır bulunmadığının tespit edildiğini, bunun üzerine acente, acente temsilcisi ve kaptana tutanak imzalatıldığını” bildirerek tutanağın birer suretini müvekkilleri firma temsilcisi ile …. Ekstürüzyon San. ve Tic. A.Ş. yetkilisine verildiğini, gemi firması acentesi ve liman işletmesi firması ile görüşülmesine ve ihtar gönderilmesine rağmen dava tarihine kadar zararın tazmin edilmediğini, emtiaların Çin’de konteynerlere yüklenilmesi, konteynerlerin kilitlenmesi ve Xingang Limanına getirilmesine kadar müvekkilleri temsilcilerinin işlemlere bizzat refakat ettiklerini, ürünü satın alan … Ekstürüzyon San. ve Tic. A.Ş.’nin de yaptığı harcamaları müvekkillerinden talep ettiğini ileri sürerek toplam 214.236 USD mal bedeli ve toplam 106.640 USD mahrum kalınan kar, komisyon, iş takipçisi komisyonu ve iş takibi masrafları ile … San. ve Tic. A.Ş.’nin talep edeceği masraf ve giderleri ile yargılama giderlerinin davalılardan faizi ile birlikte müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmişlerdir.
Asıl ve birleşen dava davalısı … Gemi Acenteliği A.Ş. vekili, müvekkilinin Cenevre merkezli … Company S.A ünvanlı şirketin Türkiye acenteliğini yaptığını, davanın TTK. 105 md. göre müvekkili namına acenteliğe karşı açılabileceğinden dolayı pasif husumet ehliyetlerinin olmadığını, müvekkili şirketin acenteliğini yaptığı şirket tarafından düzenlenen ve taşıma şartlarının yer aldığı konişmentonun 10. maddesi gereğince taşıma sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlıkların çözümü için başvurulacak yetkili yer mahkemesinin Londra mahkemeleri ve uygulanacak hukukun İngiliz hukuku olarak belirlenmesi, ayrıca MÖHUK 47. ve HMK 17. maddelerine göre mahkemenin yetkisiz olması sebepleriyle yetkisizlik kararı verilmesi gerektiğini, müvekkili şirketçe tanzim edilen konişmentolarda taşımanın konteynelerin yükleten tarafından tamamen doldurulduktan sonra taşıyana teslim edildiği anlamını taşıyan “FCL/FCL Full Container Load” ibaresini taşıması sebebiyle taşımaya konu mallardaki farklılık sebebiyle müvekkiline atfedilecek bir kusur olmadığını, konişmentoda arka yüzündeki taşıma sözleşmesinin 14.2 maddesi ve konişmentoda yükleyicinin verdiği bilgilerin doğru olduğu, taşıyan tarafından kontrol edilmediği, taşıyanın sorumlu olmayacağına ilişkin rezervler konulması sebebiyle TTK’nun 1239 maddesi gereğince de müvekkilinin sorumlu olmadığını, müvekkilinin sorumlu olduğunun kabulü halinde dahi TTK 1186 md. gereğince sorumluluklarının sınırlı olduğunu savunarak öncelikle pasif husumet ve yetki yönünden, aksi taktirde esas yönünden davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Asıl ve birleşen dava davalısı … Liman İşletmeleri San. Ve Tic. A.Ş. vekili, dava konusu yüklerle ilgili Gümrük İthalat beyannamesi dava dışı … Ekstürüzyon San. ve Tic. A.Ş. tarafından açıldığından davacının aktif husumet ehliyetinin bulunmadığını, konteynerlerin limana tahliyesi sırasında bizzat gemi kaptanı tarafından tanzim olunan interchange raporunda konteynerler üzerinde mühür takılı olmadığının tespit edildiğini, bu hususun davalı acentelik ve gümrük yetkililerinin de imzası bulunan 17/11/2014 tarihli tutanakla da tespit edildiğini, bu durumda müvekkilinin sadece konteynerlerin tahliye edildiği liman ve geçici depolama yeri işletmesi olması sebebiyle dava konusu olayla bir ilgisinin olmadığını, ayrıca talep edilen tazminatın fahiş olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Asıl ve birleşen dava davalısı … Company S.A vekili, taşımanın 30/09/2014 tarihli konişmentolara bağlı olarak yapıldığını ve bu sebeple taşıyan ile konişmento hamili arasındaki hukuki ilişkiye konişmento hükümlerinin uygulanması gerektiğini, konişmentonun 10.3 maddesi gereğince uyuşmazlık bakımından Londra Yüksek Mahkemelerinin yetkili olduğunu ve İngiliz hukukunun uygulanması gerektiğini, MÖHUK 24. maddesinin sözleşmelerden doğan borç ilişkisinde uygulanacak hukuk bakımından taraflara açık seçim yapma yetkisi tanıdığını, mahkemenin davaya bakmaya yetkili ve görevli bulunmadığını, konişmentonun ön yüzündeki taşıyanın acentesi tarafından taşımaya ilişkin girilen şerhlere göre konteynerlerin içinde çıkan yük ile konişmentoda beyan edilen yükün aynı olmamasından dolayı müvekkilinin sorumluluğunun bulunmadığını, sorumluluğun konteynerlerin yüklemesini yapan … Technology Co. Ltd.’ye ait olduğunu, sorumluluğa karar verilse dahi TTK 1186 maddesi gereğince bunun sınırlı olduğunu, davanın ispat edilemediğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, taşımanın yapıldığı geminin yabancı bayraklı olması, yüklemenin yabancı limandan yapılması ve yetki itirazında bulunan davalı … Company S.A’nın yabancı şirket olması nedeniyle somut uyuşmazlığın yabancılık unsuru taşıdığı, dava konusunun Türk mahkemelerinin yetkisinin münhasır yetki esasına göre düzenlenmiş bir konuya ilişkin olmayıp deniz taşımasından yani akdi ilişkinden kaynaklandığı, konişmentoda yer alan yetki şartına göre davalı … Company SA ‘ya karşı açılan davanın Londra Mahkemelerinde görülmesi gerektiği, TTK 105. md. göre taşıma ilişkisinden kaynaklanan uyuşmazlıklarda taşıyıcıya izafeten acenteye karşı dava açılabileceği, acenteye doğrudan dava yöneltilmesinin söz konusu olamayacağı, konteynerlerin gemiden tahliyesi esnasında birinin mühürsüz diğerinin de üzerinde farklı mühür bulunduğunun gümrük otoritesi ve yük ilgilileri tarafından ortaklaşa olarak tespit edildiği, konişmentoda kayıtlı olan hurda bakır tel türü emtianın yerine konteynerlerden parke taşı türü malzeme çıkmasından dolayı davalı … Liman İşletmelerinin herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığı gerekçesi ile asıl ve birleşen dava yönünden davalı … Company SA hakkında açılan davanın yetkisizlik nedeniyle usulden reddine, davalı … hakkında açılan davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine, davalı … İşletmeleri San ve Tic AŞ hakkında açılan davanın esastan reddine karar verilmiştir.
Karara karşı, asıl ve birleşen dava davacısı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesince, olayda dava konusun emtianın yüklemesinin yabancı bir limandan yapılmış olması, taşımayı yapan geminin yabancı bayraklı olması ve yetki itirazında bulunan davalı … Company S.A’nın yabancı bir şirket olması dikkate alındığında uyuşmazlığın yabancılık unsuru taşıdığı, dava konusunun münhasır yetki esasına göre düzenlenmiş bir konuya ilişkin olmadığı, taşıma akdi ilişkisinden kaynaklandığı, davacıların konişmentolarda “gönderilen” olarak yer aldığı ve tacir ibaresinin kapsamına girdiği, ayrıca 10.3. maddesinde açıkça tacirin açacağı her türlü dava ve taşıyan tarafından açılacak davalarda İngiliz Hukukunun uygulanacağı ve Londra Yüksek Mahkemesi’nin münhasıran yetkili olacağı düzenlendiği, bu durumda iş bu davada da münhasıran Londra Yüksek Mahkemelerinin yetkili olduğu, kural olarak genel işlem koşulları içeren sözleşmeler düzenlenmesinin yasal sınırlar içinde hukuken mümkün olup, taraflar arasında düzenlenen konişmentolardaki yetki şartına ilişkin hükmün tacir olan davacı tarafın kolayca anlayabileceği bir içerikte olduğu, ayrıca uyuşmazlık halinde mahkemenin yetkisinin düzenlenmesine ilişkin hüküm konulmasının dürüstlük kuralına aykırı bir düzenleme sayılamayacağı, haksız işlem şartı olarak kabul edilemeyeceği, ilk derece mahkemesince hükmedilen nisbi vekalet ücretinin esastan red kararına yönelik olduğu, yabancı bir ülke mahkemesinin yetkili olması halinde HMK 20.maddesi uygulama alanı bulmayacağından gerekçede yetkili mahkemenin açıklanması yeterli olup hüküm kısmında ayrıca gösterilmesine lüzum görülmediği gerekçesi ile asıl ve birleşen dava davacıları vekilinin istinaf başvurusunun esastan karar verilmiştir.
Karar, asıl ve birleşen dava davacısı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Asıl ve birleşen dava, uluslararası deniz yolu ile taşıma işinden dolayı uğranılan zarara bağlı tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, asıl ve birleşen davada, davalı … Company SA hakkında mahkemenin yetkisizliği sebebiyle usulden, …Gemi Acenteliği A.Ş. hakkında pasif husumet yokluğundan, … Liman İşletmeleri San. ve Tic. A.Ş. hakkında ise davanın esastan reddine karar verilmiştir.
Davaya konu taşıma işleminde yabancılık unsuru mevcut olmakla MÖHUK’un tatbiki gerekmekte olup, bu çerçevede taraflar arasında düzenlenen konişmentolardaki yetki şartının MÖHUK ve TTK kapsamında değerlendirilmesi gerekmektedir. Davalılardan … Gemi Acenteliği A.Ş.’nin dava konusu uyuşmazlığı doğuran taşıma işinde davalı yabancı şirketin acentesi sıfatıyla hareket ettiği sabittir. Yabancılık unsuru taşıyan uyuşmazlıklar bakımından taraflar yetki sözleşmesi yapabilirlerse de, Türk mahkemelerinin MÖHUK 47. maddesine istinaden münhasır yetkisinin olduğu hallerde bu yönde bir sözleşme yapılması mümkün değildir. 6102 sayılı TTK’nın 105/2 maddesi son cümlesi uyarınca, yabancı tacirler hesabına acentelik yapanlar bakımından müvekkili adına Türkiye’de dava açılması halinde sözleşmedeki yetki şartının MÖHUK gereğince geçersizliği öngörüldüğüne göre, madde hükmü ile bu nitelikteki uyuşmazlık bakımından Türk mahkemelerinin münhasır yetki taşıdığının kabul edilmesi gerekmektedir. Buna dayalı olarak, somut olayda taraflar arasında düzenlenen konişmentolardaki yetki şartı geçersiz olduğunda davalı … Company SA hakkında yetkisizlik kararı verilmesi doğru olmamış, kararın bu sebeple temyiz eden asıl ve birleşen dava davacısı yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, asıl ve birleşen dava davacısının temyiz istemlerinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesince … Company SA hakkında verilen yetkisizlik kararına yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULARAK KALDIRILMASINA, HMK’nın 373/1. maddesi uyarınca dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden asıl ve birleşen davada davacılara iadesine, 25/02/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
HMK Madde 17 Yetki Sözleşmesi
Yargıtay İçtihatları
12. Hukuk Dairesi 2016/5411 E. , 2016/23156 K.
- HMK Madde 17
- Yetki Sözleşmesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlular tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
…-….. Tarım…Ltd. Şti.’nin temyiz itirazlarının incelenmesinde; Tarafların iddia ve savunmalarına, dosya içeriğindeki bilgi ve belgelere ve kararın gerekçesine göre borçlu….. … Ltd. Şti.’nin temyiz itirazlarının (REDDİNE),
…)Borçlu …’ın temyiz itirazlarının incelenmesinde; Alacaklı tarafından … adet bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla icra takibine başlandığı, örnek … numaralı ödeme emrinin tebliği üzerine borçlunun yasal sürede icra mahkemesine yaptığı başvuruda yetkili icra dairesinin …….. İcra Dairesi olduğunu ileri sürerek … …… İcra Dairesinin yetkisine itiraz ettiği, ayrıca sair itiraz ve şikayetlerini bildirdiği görülmektedir.
İİK’nun 50. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken HMK’nun yetkiye ilişkin hükümleri gereğince; bonoya dayalı olarak, borçlunun ikametgahının bulunduğu yerdeki genel yetkili icra dairesinde (HMK …. md.), bonoda öngörülen ödeme yerinde, ancak, 6102 sayılı TTK’nun 777/…. maddesine göre ise; ödeme yeri gösterilmeyen bonoda, tanzim yerinin ödeme yeri olduğunun kabulü gerekeceğinden, bononun tanzim yerinde icra takibi yapılabilir. Ayrıca, aynı Kanun’un 777/son maddesine göre de, tanzim edildiği yer gösterilmeyen bir bononun, tanzim edenin ad ve soyadı yanında yazılı olan yerde tanzim edilmiş sayılacağı hükme bağlanmıştır. Diğer taraftan, HMK’nun …/…. maddesi birinci cümlesinde de borçlu birden fazla ise bunlardan birinin yerleşim yeri icra müdürlüğünde takip yapılabileceği düzenlemesine yer verilmiştir.
HMK’nun yetki sözleşmesini düzenleyen …. maddesinde ise; “Tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır.” hükmü öngörülmüştür.
Anılan düzenlemede; yetki sözleşmesi yapılmasında, tarafların tacir veya kamu tüzel kişisi olması aranmıştır. Başka bir anlatımla, maddedeki tacirden anlaşılması gereken, işin ticari nitelikte olması değil, tarafların kanunlarda tacir olarak tanımlanan kişiler olmasıdır. Sözleşmenin konusunun ticari iş olması, gerçek kişilere yetki sözleşmesi yapma imkanı vermemektedir. .
Somut olayda, takip dayanağı bonolarda … …. Mahkemelerinin (icra dairelerinin) yetkili kılındığı görülmektedir. Her ne kadar, keşideci şirket ile lehtar şirketin tacir sıfatını haiz oldukları anlaşılmakta ise de; HMK’nun …. maddesine göre, tacirler arasında düzenlenen yetki sözleşmesi lehtar alacaklı ile keşideci borçlu arasında geçerlidir. Ne var ki, muteriz avalist tacir olmadığından HMK’nun …. maddesi gereğince yapılan yetki sözleşmesi borçlu avalisti bağlamaz. Öte yandan, takip konusu bonoların tanzim edildiği yerler gösterilmemiş olup; anılan senetleri tanzim edenin adresinin ise, …….. olduğu görülmektedir.
Öyleyse, 6102 sayılı TTK’nun 777/son maddesi uyarınca söz konusu bonolarda tanzim yeri ve ödeme yerinin …….. olduğu kuşkusuzdur. Ayrıca, muteriz borçlu ile diğer takip borçlusunun adreslerinin …….. olduğu ve sözü edilen borçlulara ödeme emrinin anılan yerlerde tebliğ edildiği dosya kapsamıyla sabittir. Bu durumda, gerek muteriz borçlunun ikamet adresi ve gerekse bonoların tanzim yerleri …….. olduğundan borçlu … hakkındaki icra takibi yönünden …….. İcra Müdürlüğü’nün yetkili olduğu tartışmasızdır. O halde, mahkemece, borçlu …’ın yetki itirazının kabulü ile icra dosyasının adı geçen muteriz borçlu yönünden tefrik edilerek yetkili …….. İcra Müdürlüğü’ne gönderilmesine karar verilmesi gerekirken; yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ : Borçlu …’ın temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda (…) no’lu bentte yazılı nedenlerle İİK’nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren … gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 08/…/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.