Yargıtay İçtihatları, Avukat Murat ÖCAL, Bodrum Avukat, Datça Avukat, Marmaris Avukat, Fethiye Avukat, Çeşme Avukat, Aydın Avukat, Kuşadası Avukat, Alanya Avukat, Antalya Avukat, Adana Avukat, Mersin Avukat, Çeşme Avukat, Balıkesir Avukat, Çanakkale Avukat, Ankara Avukat, İstanbul Avukat, Yozgat Avukat, Sivas Avukat

İstinaf dilekçesine cevap

HMK Madde 347

(1) İstinaf dilekçesi, kararı veren mahkemece karşı tarafa tebliğ olunur.

(2) Karşı taraf, tebliğden itibaren iki hafta içinde cevap dilekçesini kararı veren mahkemeye veya bu mahkemeye gönderilmek üzere başka bir yer mahkemesine verebilir.

(3) Kararı veren mahkeme, dilekçeler verildikten veya bunun için belli süreler geçtikten sonra, dosyayı dizi listesine bağlı olarak ilgili bölge adliye mahkemesine gönderir.

6100 sayılı Kanunda Yer Alan Madde Gerekçesi

İstinaf dilekçesinin kararı veren mahkemece karşı tarafa tebliğ olunacağı, karşı tarafın da tebliğden başlayarak onbeş gün içinde cevap dilekçesini vereceği, kararı veren mahkemenin dilekçeler verildikten veya bunun için belirlenen süreler geçtikten sonra dosyayı dizi listesine bağlı olarak ilgili bölge adliye mahkemesine göndereceğine ilişkin hükümler getirilmiştir.

Adalet Komisyonu Değişiklik Gerekçesi

Tasarının 351 inci maddesinin ikinci fıkrasında geçen “onbeş gün” ibaresi, sürelerin hesabında kolaylık sağlanması ve uygulamadan kaynaklanan sorunların giderilmesi amacıyla “iki hafta” olarak değiştirilmiş ve madde teselsül nedeniyle 353 üncü madde olarak kabul edilmiştir.

HMK Madde 347 İstinaf dilekçesine cevap

Yargıtay İçtihatları

Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2021/903E. , 2021/1092K.

  • HMK Madde 347
  • İstinaf dilekçesine cevap

MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi
İLK DERECE MAHKEMESİ : İzmir 2. İcra Hukuk Mahkemesi

Yukarıda tarih ve numarası yazılı olan bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen kararın temyizen tetkiki şikayetçi vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu, gereği konuşulup düşünüldü.

– K A R A R –
Şikayetçi vekili, dava dışı borçlu aleyhine ilamsız takip başlatıldığını, ancak borçlunun itirazı üzerine mahkemece itirazın kaldırılmasına karar verilmiş olmasına rağmen sıra cetveli düzenlenirken itirazın kaldırılması davasından kaynaklanan icra inkar tazminatı, yargılama gideri ve vekalet ücretinin sıra cetvelinde yer alan alacak miktarına dahil edilmediğini öne sürerek sıra cetvelinin iptalini talep ve dava etmiştir.

Şikayet olunanlar vekilleri ayrı ayrı şikayetin reddini dilemişlerdir.

İlk derece mahkemesince şikayet sebeplerinin yerinde olduğundan bahisle şikayetin kabulüne dair verilen karara karşı şikayet olunan İzmir Vergi Dairesi tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi tarafından istinaf başvurusu usulden reddedilmiştir. Diğer şikayet olunan … vekilinin ise katılma yoluyla istinaf yoluna başvurusunu inceleyen İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesince ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak şikayetin reddine karar verilmiştir.

Hukuk Muhakameleri Kanunu’nun 348/1. maddesi katılma yoluyla istinafa başvuru koşullarını düzenlemiştir. Maddenin yazılışından ve yine kanunun 347/1. maddesindeki “istinaf dilekçesinin karşı tarafa tebliği” ibaresinden katılma yoluyla istinaf dilekçesinin ancak karşı tarafın dilekçesi ile doğan bir hak olup, davalılardan birinin istinaf dilekçesi üzerine katılma yoluyla istinaf kanun yoluna başvurulamayacağı anlaşılmaktadır. Bu itibarla, şikayetçi tarafından karara karşı istinaf talebinde bulunulmadığından şikayet olunan …’ın diğer şikayet olunan İzmir Vergi Dairesinin istinaf dilekçesine cevap yazarak yaptığı istinaf başvurusunun reddi gerekirken kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesinin 17.10.2019 gün, 2019/1729 Esas, 2019/1943 Karar sayılı kararı usul ve yasaya aykırı görüldüğünden hükmün şikayetçi yararına BOZULMASINA, HMK 373/2. maddesi gereğince dosyanın İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17.Hukuk Dairesine gönderilmesine, peşin alınan harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 01.11.2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

HMK Madde 347 İstinaf dilekçesine cevap

Yargıtay İçtihatları

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2016/13304E. , 2016/15531K.

  • HMK Madde 347
  • İstinaf dilekçesine cevap

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

KARAR

1- 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı HMK’nın 321.maddesinin- 2.fıkrasına göre; kararın tefhimi için hükme ilişkin tüm hususların gerekçesi ile birlikte açıklanamadığı ve bu nedenle zorunlu olarak hüküm özetinin tefhim edildiği hallerde, gerekçeli kararın en geç bir ay içinde yazılarak tebliğe çıkartılması gerekir. Bu hüküm doğrultusunda, hükme ilişkin tüm hususların gerekçesi ile birlikte tefhim edilmediği hallerde gerekçeli kararın taraflara tebliği zorunludur (Anayasa Mahkemesi Başkanlığı’nın (İkinci Bölüm) 20.03.2014 gün ve 2012/1034 Başvuru sayılı kararı da aynı yöndedir).

Mahkemece, taraflara tefhim edilen kısa kararda (hüküm özeti) hükmün tüm unsurları yer almakla birlikte kararın gerekçesinin tefhim edilememesi halinde temyiz süresi gerekçeli kararın tebliğinden itibaren başlar. Ancak, hüküm tüm unsurları ve gerekçesi ile birlikte tefhim edilmiş ise artık hükmün HMK’nın 321/2 maddesine göre usulüne uygun ve eksiksiz bir biçimde tefhim edildiği kabul edilir ve temyiz süresi tefhim tarihinden itibaren başlar. 5521 sayılı Kanun‘un 8.maddesinde yer alan ve temyiz süresinin başlangıcına esas alınan tefhim kavramının “hükme ilişkin tüm hususların gerekçesi ile birlikte açıklandığı hal“ olarak anlaşılması zorunludur.

Tarafların, gerekçeli karar tebliğ edilmeden önce, temyiz süre tutum dilekçesi veye gerekçeli temyiz dilekçesi sunmak suretiyle kararı temyiz ettikleri hallerde dahi, kararın gerekçesini dikkate alarak yeni temyiz gerekçelerine dayanmaları mümkün olduğundan, bu gibi hallerde bile gerekçeli kararın taraflara tebliği gerekir.

Davanın tümden kabul veya tümden reddedildiği hallerde, reddedilen bir talebi bulunmadığından davacının veya davacı yararına kurulan bir hüküm bulunmadığından davalının kararı temyizde ilke olarak hukuki yararı bulunmadığı kabul edilmekte ise de tarafların kararın gerekçesini temyiz etme hakları bulunduğundan gerekçeli karar taraflara tebliğ edilmelidir.

Öte yandan 6100 sayılı HMK’nın 366.maddesi yollamasıyla temyiz incelemesinde uygulanan 347.maddesi hükmü gereğince temyiz dilekçesinin karşı tarafa tebliğ olunacağı, 348.maddesi hükmüne göre de katılma yoluyla temyizin mümkün olması nedeniyle, temyiz dilekçesinin (veya sunulmadığı takdirde kısa temyiz dilekçesinin) kararı temyiz etmeyen karşı tarafa tebliği zorunludur. Taraflar, temyiz dilekçesinin tebliğinden sonra süresinde temyiz talebinde bulunabilirler.

Yukarıda yer alan açıklamalar doğrultusunda;
Davalı vekili tarafından sunulan temyiz dilekçesinin davacı vekiline tebliği ile tebligat parçasının dosyaya eklenmesi,
Dosyanın mahalline GERİ ÇEVRİLMESİNE, duruşma talebinin tebligat eksikliği giderildikten sonra değerlendirilmesine, 26.12.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.

HMK Madde 347 İstinaf dilekçesine cevap

Yargıtay İçtihatları

Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2015/15582E. , 2016/6945K.

  • HMK Madde 347
  • İstinaf dilekçesine cevap

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki yargılamanın yenilenmesi davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı şirket yetkilisi … ve vek.Av. …gelmiş, diğer taraftan kimse gelmemiş olduğundan, onun yokluğunda duruşmaya başlanarak hazır bulunan şirket yetkilisi ile avukatın sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

-KARAR-

Davacı Işıl … Ltd.Şti. vekili, taraflar arasındaki makine alım satımı konusunda 08/04/2011 tarihli 430.000 USD bedelli ve 05/05/2011 tarihli 90.000 USD bedelli iki ayrı sözleşme akdolunduğunu, müvekkilinin ödeme yükümlülüğünü sözleşmeye uygun şekilde ifa ettiği halde davalının taahhüt ettiği makineleri zamanında teslim etmediğini, sözleşmelerin feshedildiğini, sözleşme gereği aylık 10.000 TL tazminat ile birlikte ödenen meblağın faiziyle ödenmesi için gönderilen ihtarnamenin sonuçsuz kaldığını, alacağın tahsili için girişilen icra takibine haksız olarak itiraz edildiğini, bununla birlikte toplam 88.000 USD müvekkili şirkete ödendiğini belirterek, itirazın iptaliyle, takibin devamına ve icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı … Makine … Ltd.Şti. vekili, davacının makine bedellerini eksik ödemesi nedeniyle temerrüde düştüğünü, müvekkilinin sözleşmede kararlaştırılan süreden önce tüm makineleri ve sistemlerini teslime hazır ettiğini ancak davacının makineleri teslim almaktan kaçındığını, haksız şekilde sözleşmelerin feshedildiğini bildirerek, davanın reddini savunmuştur.

Mahkemece, taraf iddia ve savunmaları ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek, benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda davalının makineleri sözleşmede kararlaştırılan şekilde ifaya hazır olduğunu ispatlayamadığı için davalının, davacının temerrüde düştüğü iddiasının yerinde görülmediği, kaldı ki sözleşme çerçevesinde davalının makinelerin teslimi için kararlaştırılan süreleri geçirdiği, davalı borçlunun ifa için kendisine düşen her şeyi yaptığı, ifanın gerçekleşmesinin sadece alacaklının davranışına kalmış olması gerektiğine ilişkin herhangi bir olguyu ispatladığına rastlanılmadığı, taraflarca satıcının teslim borcunun vadesinin avanstan itibaren 90 iş günü olarak belirlenmiş olup, ilanın yapılacağı son gün sözleşmenin kurulduğu anda belli olduğundan, avansın verildiği tarihten itibaren geçecek 90 iş günü sonunda borçlunun ihtarsız olarak temerrüde düşeceği, davacı alacaklının davalı borçlunun temerrüde düşmesi sonunda TBK.nın 124/1. maddesi uyarınca sözleşmeden dönme hakkını kullandığı, davacı alacaklının haklı olduğu, bu durumda yapılan kısmi ödeme gözönüne alınmak suretiyle davalının davacıdan aldığı miktarı ödemesi gerektiği, inkar tazminatının koşullarının bulunmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hükmün davalı vekilince temyizi sonrasında Dairemizin 2014/4515 E. 10018 K. sayılı 29/05/2014 tarihli ilamıyla kararın onanmasına hükmedilmiştir.

Davalı vekilinin karar düzeltme isteminde bulunması üzerine Dairemizin 2014/17444 E. 2015/4771 K. sayılı ilamıyla red kararı verilmiş, hüküm 02/04/2015 tarihinde kesinleşmiştir.

Davalı … Makine … Ltd.Şti. vekili, 03/05/2015 havale tarihli dilekçesiyle bu kez yargılamanın yenilenmesi isteminde bulunarak davacı Işıl … Ltd.Şti. tarafından açılan itirazın iptali davasının reddine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Mahkemece, HMK.nın 347 ve devamı maddeleri doğrultusunda davacının talepleri yapılan yargılama ve Yargıtay aşamasında denetlenmiş olup, HMK.nın 375 ve devamı madde koşullarını içermeyen talebin reddine karar verilmiş, hüküm davacı (itirazın iptali davasının davalısı) … Makine … Ltd.Şti. vekilince temyiz edilmiştir.

Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı (itirazın iptali davasının davalısı) … Makine Ltd. Şti. vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, 20.04.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.