
Ses ve görüntü nakledilmesi yoluyla veya başka yerde duruşma icrası
HMK Madde 149
(1) Mahkeme, taraflardan birinin talebi üzerine talep eden tarafın veya vekilinin, aynı anda ses ve görüntü nakledilmesi yoluyla bulundukları yerden duruşmaya katılmalarına ve usul işlemleri yapabilmelerine karar verebilir.
(2) Mahkeme resen veya taraflardan birinin talebi üzerine; tanığın, bilirkişinin veya uzmanın aynı anda ses ve görüntü nakledilmesi yoluyla bulundukları yerden dinlenilmesine karar verebilir.
(3) Mahkeme, tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edemeyecekleri dava ve işlerde ilgililerin, aynı anda ses ve görüntü nakledilmesi yoluyla bulundukları yerden dinlenilmesine resen karar verebilir.
(4) Mahkeme, fiilî engel veya güvenlik sebebiyle duruşmanın il sınırları içinde başka bir yerde yapılmasına, yargı çevresi içinde yer aldığı bölge adliye mahkemesi adalet komisyonunun uygun görüşünü alarak karar verebilir.
(5) Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar yönetmelikte belirlenir.
6100 sayılı Kanunda Yer Alan Madde Gerekçesi
Madde, taraflara modern teknolojiden ve Adalet Bakanlığınca uygulamaya konulan Ulusal Yargı Ağı Projesinden yararlanma imkânı hazırlamaktadır. Bu yolla, yargılamanın herhangi bir işlemine uzaktan katılma, tarafın isticvabı, şahidin veya bilirkişinin dinlenilmesi mümkün olacak, hâkim uzaktan da olsa delillerle bizzat temas kuracak; Anayasanın da amir hükmü olan “usul ekonomisi çerçevesinde daha az emek ve daha az masrafla” davanın karara bağlanması sağlanacaktır.
Maddenin birinci fıkrasında, yapılan işleme muhatap olmayan tarafın, bu işlemi görüntü ve ses nakli yoluyla izlemesi mümkün hâle getirilmekte, ikinci fıkrada ise tanığın, bilirkişinin ya da tarafın başka bir yerden elektronik araçlarla dinlenmesine imkân yaratılmaktadır. Bu işlemlere ait masrafın, o işlemin elektronik ortamda yapılmasını isteyen tarafın yatırdığı avanstan karşılanacağı tabiîdir.
Her iki fıkrada da tarafların rızası özel olarak aranmıştır. Çünkü doğrudanlık ilkesi gereğince, hâkimin kural olarak delilleri doğrudan ve tarafların huzurunda incelemesi gereklidir. Bu çerçevede, daha iyi değerlendirilme yapılabilmesi açısından, taraflar birbirleri ile ve tanık ya da bilirkişi ile doğrudan aynı ortamda bulunarak soru sormak, cevaplarını tartışmak isteyebilirler. Taraflar kabul etmezse, ses ve görüntü nakli yoluyla diğer tarafın, tanığın veya bilirkişinin uzaktan dinlenmesi mümkün olmayacaktır. Böyle bir durumda ya aynı mahkemede veya istinabe yoluyla başka bir mahkemede doğrudan dinlenilme gerçekleştirilecektir.
Bu madde dışında isticvap ve yeminde de ses ve görüntü nakli yoluyla dinlemenin mümkün olduğu ayrıca ilgili maddelerde belirtilmiştir. Zira isticvap ve yemin bizzat tarafın ikrar veya delil elde edilmesi amacıyla dinlenmesi sonucunu doğuracaktır. Bu sebeple, işin niteliği ger
Adalet Komisyonu Değişiklik Gerekçesi
Tasarının 154 üncü maddesinde ses ve görüntü nakli yoluyla dinlenecek yargılama sujeleri sayılırken, uzmanın sayılmamasının bir eksiklik olduğu düşüncesiyle maddenin ikinci fıkrasında “bilirkişinin” ibaresinden sonra gelmek üzere “uzmanın” ibaresi eklenmiş ve madde teselsül nedeniyle 155 inci madde olarak kabul edilmiştir.
HMK Madde 149 Ses ve görüntü nakledilmesi yoluyla veya başka yerde duruşma icrası
Yargıtay İçtihatları
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2020/11767E. , 2021/10588K.
- HMK Madde 149
- Ses ve görüntü nakledilmesi yoluyla veya başka yerde duruşma icrası
MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 13. İş Mahkemesi
TARİHİ : 14/03/2014
NUMARASI : 2013/104-2014/150
Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
K A R A R
Dava, 04.03.2009 tarihli iş kazası sonucu sürekli iş göremezliğe uğrayan sigortalının maddi zararının giderilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu yürürlüğe girmeden önce İş Mahkemeleri Kanunu’nun 7. maddesi uyarınca iş mahkemelerinde sözlü yargılama usulü uygulanırken 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu yürürlüğe girdikten sonra HMK’nın 447. maddesi gereği diğer kanunların sözlü yahut seri yargılama usulüne atıf yapıldığı hallerde bu Kanunun basit yargılama usulü ile ilgili hükümleri uygulanır.
Basit yargılama usulünü düzenleyen HMK’nın 319.maddesinde ise basit yargılama usulüne tabi davalarda, iddianın genişletilmesi veya değiştirilmesi yasağının dava açılmasıyla; savunmanın genişletilmesi veya değiştirilmesi yasağının ise cevap dilekçesinin mahkemeye verilmesiyle başlayacağı belirtilmiştir. Bu hususun istisnası ise HMK’nın 149.maddesinde sınırlı olarak sayılmış olup, bunlar ön inceleme duruşmasına taraflardan birinin gelmemesi, ıslah ve karşı tarafın açık muvafakatıdır. İddianın genişletilmesi; hem talep sonucunu hem de vakıaları içine alır.
Somut olayda, dava dilekçesinde sigortalının aldığı ücret, yemek ve yol yardımı ile Ramazan aynda verilen erzak yardımı açıkça belirtilmişken yılda 4 maaş tutarında ikramiye verildiğine ilişkin bir hususa değinilmediği, buna rağmen davacı vekilince tanık beyanlarında yılda 4 maaş tutarında ikramiye verildiğinin bildirildiği gerekçesiyle 16.04.2013 tarihli hesaba ilişkin bilirkişi raporuna itiraz edildiği, itiraz doğrultusunda düzenlenen 06.09.2013 tarihli hesaba ilişkin bilirkişi raporuna da davalı vekilince davacının ikramiye aldığı iddialarının iddianın ve savunmanın genişletilmesi yasağının ihlali anlamına geldiği ve buna muvafakatleri bulunmadığı itirazında bulunulduğu anlaşıldığından davalı tarafın muvafakati bulunmamasına rağmen iddianın genişletilmesi niteliğinde olan sigortalının yılda 4 maaş ikramiye aldığının kabulüyle yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
Yapılacak iş, yukarıda yapılan açıklamalar göz önüne alınarak yeniden hesap raporu aldırmak, tüm deliller ile kazanılmış haklar bir arada değerlendirilerek karar vermektir.
O halde davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, davalının diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 06/11/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi